Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu(Makale-2)

Hazırlayan: Erdi Kanbaş -Özel Eğitim Uzmanı

Öneri, görüş ve sorularınız için e-posta: ekanbas@mynet.com

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu aşırı hareketlilik, dikkat sorunları ve istekleri erteleyememe (dürtüsellik) belirtileriyle ortaya çıkan bir psikiatrik bozukluktur. Bir çocukta bir gençte veya erişkinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu var denilebilmesi için bu belirtilerin yedi yaşından önceden beri bulunması, normal bir kişiden olandan çok daha şiddetli düzeyde görülmesi gereklidir. Yani aşırı hareketlilik,dikkat dağınıklığı ve isteklerini erteleyememe belirtileri kişinin günlük yaşamını etkileyecek boyutta olmalıdır. Örneğin, 5 yaşındaki bir çocuğun erişkinlerinden daha hareketli olması ve dikkatinin çok daha çabuk dağılması normaldir. Ancak bu hareketlilik ve dikkat dağınıklığı akranlarıyla karşılaştırıldığında çok daha fazlaysa, oyun oynamasına ve akranlarıyla sağlıklı ilişki kurmasına engel oluşturuyorsa Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’ndan söz edilebilir. Aileler çocuk psikiatristlerine başvurduğunda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olan ve özellikle aşırı hareketlilik belirtileri ön planda olan çocuklarını “düz duvara tırmanır”, “onu bir yerde zaptetmek imkansız”, “ele avuca sığmaz”, “misafirliğe gittiğimizde ev sahibi neredeyse kalkın gidin diyecek” gibi sözlerle anlatmaktadırlar. Öncelikli olarak dikkat sorunları olan çocukların dikkat problemleri ise genellikle okul yıllarına kadar fark edilmez veya göz ardı edilmektedir.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklar üç ayrı grupta ele alınmaktadır:

  • Hem dikkat hem aşırı hareketlilik-dürtüsellik sorunu olanlar;
  • Sadece dikkat sorunları olanlar;
  • Sadece aşırı hareketlilik-dürtüsellik sorunu olanlar.

Aşırı Hareketlilik:

Çocuklar erişkinlere göre daha canlı ve hareketlidir. Ancak bu hareketlilik çocuğun kendi yaşıtlarıyla karşılaştırıldığında belirgin düzeyde daha fazla olduğunda aşırı hareketlilikten söz edilmektedir. Ayrıca bu hareketlilik, oyun,anaokulu ve okul gibi günlük işlevlerde çocuk aile veya öğretmenler için sorun oluşturulduğunda aşırı hareketlilik diye nitelendirilmektedir.

Dikkat Sorunları:

Dikkatin bir noktaya toplanabilmesinde güçlük, dış uyaranlarla dikkatin çok kolay dağılabilmesi, unutkanlık, eşyalarını ve oyuncaklarını sık sık kaybetme ve düzensizlik gibi belirtiler dikkat sorunları bulunduğunu göstermektedir.

Dürtüsellik:

Acelecilik,istekleri erteleyememe,sorulan sorulara çok çabuk yanıt verme, başkalarının sözlerini kesme ve sırasını beklemekte güçlük çekme gibi özellikler dürtüsellik sorunları bulunduğunu düşündürür.

Dikkat eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğuna Eşlik Eden Belirtileri ise;

  • Dağınıklık,düzensizlik
  • Dalgınlık, hayal kurma
  • Tutarsızlık
  • Koordinasyon güçlükleri, sakarlık
  • Bellek sorunları
  • Uyku sorunları
  • Sosyal ilişkilerde sorunlar
  • Saldırgan davranışlar
  • Özgüven ve öz saygının azalması

Her çocukta bu belirtilerin tümü bulunmayabilir. Tanı için bu belirtilerin görülmesi şart değildir, ancak bunların var olması tanıyı destekler. “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu” tanısının konulmasıyla ilgili en önemli konulardan birisi, bu belirtilerin nerelerde görüldüğüdür. Bir kişide “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu” var diyebilmek için en az iki alanda bu belirtilerin bulunması gereklidir. “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu” kız ve erkek çocuklarında görülme sıklığı farklılık göstermektedir. Erkek çocuklarında görülme olasığı kız çocuklarından 4-8 kat daha yüksek oranda bulunmaktadır. Ayrıca erkek çocuklarında aşırı hareketlilik, yıkıcı davranışlarda bulunma ve dürtüsellik belirtileri gösteren tip belirtileri daha fazlayken, kız çocuklarında daha çok dikkatsizlik belirtileri gösteren tipin daha fazla olduğu bilinmektedir. Dikkat eksikliği olan kız çocukların bu belirtileri çoğunlukla önemsenmediğinden veya tembellik diye geçiştirildiğinden çocuk psikiatristine başvuruları erkeklere göre daha düşüktür.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu nedeni bilinmeyen heterojen bir bozukluktur. Frajil-X, fetal alkol sendromu, çok düşük doğum ağırlığı ve daha seyrek olarak da genetik kökenli tiroid bozuklukları gibi durumlar Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu belirtileri gösterirler. Ancak böylesi olgular tüm Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olan çocukların çok küçük bir bölümünü oluşturmaktadır. Konu ile ilgili araştırmalarda bazı olası sebepler ileri sürülmektedir:

  • Genetik nedenler
  • Beyin hasarı
  • Nörotransmitterler
  • Gıda-katkı maddeleri ve toksik maddeler
  • Psikososyal etkenler

Genetik ilişki ile veriler ilk defa bu çocukların yakınları ile yapılan çalışmalardan elde edilmiştir. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olan çocukların birinci derecede akrabalarında bu bozukluğa 4-5 kat daha sık rastlanmaktadır. Özellikle birinci ve ikinci derece akrabalar ile yapılan aile çalışmaları hiperaktif çocukların ailelerinde antisosyal kişilik bozukluğu, histeri, alkolizm ve madde kullanımının daha sık olduğunu ortaya koymaktadır.

“Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu” ülkemizde toplum tarafından yaygın olarak bilinmemesine karşın tüm dünyada çok uzun yıllardan beri bilinen bir bozukluktur.Bu bozukluk ilk olarak 1902 yılında George Stil adındaki bir İngiliz doktor tarafından tanımlanmıştır. O yıllarda, bu bozukluğun, sadece çocukların yetiştirilmesindeki yanlış tutumlara bağlı “yaramazlık” sorunu olduğu ve sadece ailenin çocuğa çok sert davranmasıyla çözülebileceğine inanılmaktaydı. Oysa ki günümüzde çok sert tutumların “Dikkat Eksikliği HiperaktiviteBozukluğu” belirtilerini azalmaktan çok arttırabileceği, özellikle dayağın sorunu içinden çıkılmaz bir hale dönüştürdüğünü görmüştür. 1950’li yıllarda Metilfenidat (Ritalin) adlı ilacın “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu” tedavisinde yararlı olduğu bulunduktan sonra “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu”na olan ilgide büyük artış görülmüştür. 1960’lı yıllarda hastalığın oluşumunda kalıtım(genetik geçiş) gibi biyolojik etkenlerin çok önemli bir rol oynadığı görülmüştür. Hatalı anne-baba tutumları, çocuğun kişilik özellikleri ve çevresel etkenlerin hastalığın oluşumunda temel özellikler olmadığı belirlenmiştir. 1980’li ve 1990’lı yıllarda sürdürülen araştırmalar “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu”nun sadece çocukluk yıllarında görülebilen ve kendiliğinden düzelen bir hastalık olmadığını ortaya koymuştur. Günümüzde çocuklarda olduğu gibi ergenlerde ve erişkinlerde de “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu” görülebildiği gibi ve çocuklarda uygulanan benzer tedavi yöntemleriyle düzelme sağlanabileceği bilinmektedir.

     Kaynakça

  • “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite /Aşırı Hareketlilik Bozukluğu Olan Çocukların Öğretiminde Öğretmen El Kitabı”, T.C M.E.Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara, 2005.
  • “Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu”, GATA Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Ders Notları www.gata.edu.tr.
  • Ercan Sabri E. – Aydın Cahide: “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu”, Gendaş Yayınları, İstanbul, 1999.
  • “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu”, DEHA-DER www.hiperaktif.org

* Bu makale, hiçbir düzenleme yapılmadan, yazıldığı şekilde alıntılanmıştır. ZİÇEV, yazı içeriğinde bulunabilecek rahatsızlık verici kelime ve ifadelerden sorumlu değildir.